Kur’an’ı Kerim Tarihi

Kur’an’ı Kerim Tarihi

Kur’an’ı Kerim tarihini üç dönem ile anlatabiliriz. Nüzul ve Cem Dönemi, Tedvin Dönemi, Neşr Dönemi.

Kur’an Tarihi

Nüzul ve Cem Dönemi

Kur’an’ı Kerim Peygamber efendimiz’e (sav) 23 senelik sürede indi ve tamamlandı. Ayetler indikçe peygamberimiz yanındaki vahiy katiplerine yerini işaret ediyor ve yazdırıyordu. Kur’an bu ilk dönemde geniş ağaç kabukları, kemikler, ince taşlar kağıt ve kumaşlara yazılıyordu. Her Ramazan ayında Peygamberimiz Cebrail ile birlikte inen ayetleri mukabele şeklinde tekrar ve kontrol ediyordu. Bazı sahabeler de kendilerine bu ayetleri yazıyor ve mushaflarını istinsah (kopya, başka yere yazmak) ediyorlardı. Peygamberimiz vefat edeceği sene Ramazan ayında bu karşılıklı sunum iki kere tekrarlamıştır. Buna “arzı ahira” denir. Kur’an’ı Kerim’in nüzulüne ait üç husus vardır ve bu hususlar da üç kavram ile açıklanmıştır.

a- “İnzál”: Kur’ân-ı Kerim’de geçen inzal teriminin anlamı bir gecede ve toptan Kur’ân-ı Kerim’in dünya semasına ve Cebrail’e (a.s.) inzal edilmesini ifade eder.

b- “Tenzil”: Bu da dünya semasından âyetler ve süreler şeklinde nüzûl sebepleri tahtında peygamberimizin (sav) kalbine vasıtalı ve vasıtasız olarak indiğini ifade etmektedir.

c- “Tenezzül”: Yüce Allah’ın in- sanların seviyelerine göre konuşması ve ilâhî hakikatleri insanların anlaya- cakları dille ifade etmesidir.

Tedvin (Mushaf) Dönemi

Hz. Ebûbekir döneminde Kur’ân’ı iyi bilen ve okuyanlardan bir heyet kuruldu. Bu heyetin başkanlığına Zeyd b. Sabit getirildi. Bu heyet, Rasûlüllah’ın yazdırdığı sayfaları ezber ve diğer yazılan mushaflarla karşılaştırıp kıraatlara uygun bir hatla mushaf haline getirdi. Bu tek mushaf daha sonra Hz. Ömer’e, ardından da kızı Hafsa validemize intikal etti.

Neşr Dönemi

Ermenistan ve Azerbaycan seferi- ne iştirak eden Irak ve Suriyeli asker- ler arasında kıraat farklılıkları belirdi. Huzeyfe b. el-Yeman Hz. Osman’a gelip kıraat farklılıklarından endişe duyduğunu belirterek şöyle dedi: “Yâ Emire’l-Mü’minîn, bu ümmet Kur’ân-ı Kerim hakkında Yahudi ve Hıristiyanların düştüğü ihtilafa düşmeden onun imdadına yetişin! Bunun üzerine Hz. Osman, Hz. Hafsa’ya haber göndererek,

“Bize Kur’ân sayfalarını gönder, onları çoğalttıktan sonra sana iade edelim” dedi.

Hz. Hafsa sayfaları gönderdi. Hz. Osman, Zeyd b. Sabit, Abdullah B. ez-Zübeyr, Said b. el-Ass, Abdurrahman b. el-Haris b. Hişam’a emretti ve onlar da bu sayfaları çoğalttılar. Hz. Osman onlara bu görevi verirken, Kureyşli diğer üç kişiye şöyle emreder:

“Şayet Kur’ân’dan bir şey hususunda Zeyd b. Sâbit’le aranızda bir ihtilaf olursa, onu Kureyş lehçesiyle yazın.” dedi.

Zeyd b. Sâbit’in katkılarıyla ortaya koyduğu asli nüshaya, Abdullah b. Mesud’un teklifiyle “İmam Mushaf” adı verilmiştir.

Hz. Osman zamanında ise Kur’ân, elde var olan asıl mushaf üzerinden çoğaltılarak Mekke, Basra, Kûfe, Bahreyn ve Yemen gibi çeşitli merkezlere gönderilmiştir.

Böylece lehçe farklılıklarından oluşabilecek kargaşaların da önüne geçilmiş oldu.

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ